Dünyanın gözü önünde soykırım yapan, hala devam eden İsrail hakkında Uluslararası Adalet Divanı’nın vereceği karar kritik önemde ve elbette en merak edilen konu ama ilk kez böyle bir yargılamanın olması bile tarihi bir olay aslında. Dünkü duruşma öncesi yaptığı açıklamada, ülkesi hakkında açılan davayı eleştirirken, “Dünya tersine döndü” sözleriyle Netanyahu bilerek ya da bilmeyerek ilk kez doğru bir şey söyledi yani. Çünkü yıllardır İsrail kendisini hep hukukun üstünde gördü, BM kararlarını dahi yok saydı. Böyle şımarmasının, hadsizleşmesinin nedeni de ABD malum… Hem arkasında durdu, askeri ve ekonomik anlamda destek verdi, vermeye devam ediyor hem de bugüne kadar İsrail aleyhindeki sayısız BMGK kararını veto etti. Bütün dünyanın canlı yayınlarla naklen izlediği çocukların, kadınların hedef alındığı Gazze’deki bu katliamda bile..Hala da aynı kafada….Dolayısıyla bu yargılama sadece soykırım suçlamasına odaklı bir dava değil belirli ölçüde politize olmuş bir dava buradan çıkacak kararda gerçekten kritik önemde. Özellikle de dünyanın düzeni, geleceği açısından. Hele de artık uluslararası sistemin çökme noktasına geldiği, başta BM almak üzere bir çok uluslararası kuruluşun işlevlerini yitirdiğine dönük yoğun tartışmalar, rahatsızlıklar gerçekliği ortadayken..Böyle bakıldığında bu davadan da İsrail lehine bir karar çıkacak olursa artık ne Rusya, Ukrayna’da durur ne de Çin’i Tayvan’a yönelik niyetlerinde kimse tutamaz. Afrika’da, Latin Amerika’da ya da dünyanın herhangi bir yerinde kimse artık uluslararası hukuku hiç tanımaz, insan haklarını falan da takmaz. O yüzden de İsrail’in bu hukuksuzluğuna artık bir son verilmesi gerekiyor. Dünya kamuoyunun beklentisi de Lahey’deki farklı ülkelerden olan yargıçların kendi ülkelerindeki iç siyasi hassasiyetlerle ya da ABD’nin etkisiyle değil tamamen bu katliama odaklanarak, ellerini vicdanlarına koyarak salt hukuk, 1948 Soykırım Sözleşmesi çerçevesinde karar vermeleri….Ne diyor o sözleşme:
Herhangi bir grubu ister etnik ister dini, ister siyasi olsun sistemli olarak yok etme ve yok etme girişimi, göçe zorlama, tehcir soykırımdır…
★ ★ ★
Buna göre de ,İsrail’in soykırım yaptığı çok net ve açık. Zaten büyük bir küstahlıkla yaptıklarını gizlemiyorlar da. Bakan, Meclis üyesi birçok İsrailli yetkili defalarca “ Gazze’yi dümdüz edeceğiz, hepsinin öldürülmesi, yok edilmesi gerekiyor”dedi. Netenyahu ve ordu sözcüsü de daha yeni övünerek “8 bin Hamaslıyı öldürdüklerini” söyledi. Zikrettikleri rakam doğrudur, yanlıştır ya da onların Hamas mensubu olup olmadıkları da tartışmalı ama velevki söyledikleri doğru olsun. O zaman katlettikleri çoğunluğu çocuk kadınlar, 25 bin sivil ne olacak? İsrail’in yaptıklarına resmen soykırım demek için daha başka delile gerek var mı? Açıkça itiraf ediyorlar zaten. Ancak buna rağmen yargıçların vereceği karar üzerine net kestirim yapmak zor.Niye? Uluslararası Adalet Divanı’ndaki yargıçlar üzerinde “siyasi baskı, tehdit, şantaj ya da menfaat” durumları devreye girebilir ve hukuktan daha baskın çıkabilir…Nihayetinde yargıçlar da insan, yapay zeka falan değil. Hoş yapay zeka söz konusu olsaydı da sonuç değişmezdi. Ancak bilimsel, hukuksal gerçeklik anlamında kesin olarak söylenecek şu:
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin sunduğu dosya eğer İsrail gibi dünyada uluslararası hukuk nezdinde batılı devletler ve başta ABD olmak üzere olağanüstü bir konfor alanında tutulan, şımartılan bir devlet olmasaydı bu belgeler onun aleyhinde soykırımı çoktan ispat ederdi.
★ ★ ★
Kısacası normalde bakıldığında dünya kamuoyunun beklentilerini karşılayacak bir karar çıkması gerekiyor. Ama bu tür yapılar, mahkemelerden uluslararası dengeler çıkar çatışmaları söz konusu olduğu zamanda beklenen kararların gelmediği de örnekleriyle ortada. Öyle ya da böyle mahkeme kararı ne olursa olsun kamuoyu ve insanlığın kararı açık ve net:
İsrail’in yaptığı soykırım, Netanyahu katil…
Aslolan da bu zaten. Hatta uzun vadede beklenti de onu destekleyerek azmettiren ABD’nin de sanık sandalyesine oturması…
GÜNDEM
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024